Çocuklar İçin Online Terapi: Bilgilendirme Rehberi

Online terapi, terapistin güvenli bir şekilde ekrana bağlı bir cihaz üzerinden çocukla birebir seanslar gerçekleştirmesiyle yürütülen bir terapi yöntemidir. İnternet üzerinden yapılan bu terapi, yüz yüze terapiyle benzer hedeflere ulaşmayı amaçlar: duygusal ve davranışsal sorunları anlamak, başa çıkma becerilerini geliştirmek ve yaşam kalitesini artırmak. Ancak çevrimiçi terapiye karar verirken bazı özel unsurlar da dikkate alınmalıdır.

Online terapi nedir ve nasıl çalışır?

  • Tanım: Terapist ile çocuk ve aile arasındaki güvenli, gizlilik içinde yapılan video, ses veya yazışma tabanlı seanslar.
  • Kullanılan platformlar: Güvenli video konferans uygulamaları (ör. uçuş modunda çalışan, şifreli iletişimi olan platformlar) veya güvenli mesajlaşma/alışveriş platformları.
  • Seans yapısı: Genellikle 30-50 dakika sürer. İlk seanslarda güven inşa edilir, hedefler belirlenir ve bir tedavi planı oluşturulur.
  • Gizlilik ve güvenlik: Sağlık bilgilerinin korunması, veri güvenliği, ebeveynlerin ve çocukların bilgilendirilmesi temel ilkeler arasındadır.

Çocuğunuz için online terapinin avantajları

  • Erişilebilirlik: Ulaşım problemi olmayan her yerden terapiye erişim.
  • Rahatlık ve konfor: Çocuklerin kendi ev ortamında kendini daha güvende hissetmesi.
  • Esnek zamanlar: Yoğun programlara uygun esnek seans takvimi.
  • İzleme ve sicil: Seans kayıtlarının olması, ilerlemenin takip edilmesini kolaylaştırır (terapistin uygun gördüğü durumlarda).

Online terapide dikkate alınması gerekenler

  • İzinler ve regülasyonlar: Ülkeye göre online terapiye ilişkin yasal düzenlemeler ve lisans gereklilikleri değişebilir.
  • Gizlilik ve güvenlik: Kullanılan platformların uçtan uca şifreli olup olmadığını sorgulayın; cihaz güvenliği, internet bağlantısı ve ev içi gizlilik önemlidir.
  • Çevresel faktörler: Seans sırasında dikkat dağıtıcı unsurların minimize edilmesi (ör. televizyon, dış gürültü).
  • Aile rolü: Ailelerin seans arkasında nasıl destek vereceği, ödevlerin takibi ve ev içi ortamın terapinin başarısına etkisi.
  • Çocuk için uygunluk: Yaş, gelişim düzeyi, iletişim becerileri ve terapiden alınan yanıtlar düzenli olarak değerlendirilmeli.
  • Etik çerçeve: Terapi hedeflerinin çocuk yararı gözetilerek belirlenmesi ve gerektiğinde yüz yüze veya farklı terapi modellerine geçişin düşünülmesi.

Hangi durumlarda online terapi uygun olabilir?

  • Anksiyete, depresyon belirtileri, arkadaş ilişkileriyle ilgili zorluklar, öfke kontrolü sorunları gibi duygusal ve davranışsal sorunlar.
  • Kaygı durumları ve fobiler için başlangıç aşamasında erişim kolaylığı sağlar.
  • Sınav kaygısı, uyku problemleri, özgüven eksikliği gibi günlük yaşamı etkileyen sorunlar.
  • Koçluk veya ebeveyn koçluğu: Ebeveynler için çocuklarıyla iletişimini güçlendirecek stratejilerin öğretildiği oturumlar.

Seçim süreci: Doğru terapisti nasıl bulursunuz?

  • Uzmanlık alanı: Çocuk psikolojisi, çocuk psikoterapisi, çocuk ve ergen ruh sağlığı konularında uzmanlığı olan bir terapist.
  • Güvenilirlik ve lisans: Lisans bilgileri, klinik becerileri ve etik ihlalleri yokluğu gibi konuların doğrulanması.
  • İzleme ve geri bildirim: Düzenli ilerleme raporları, hedef odaklı seanslar ve aileye açık iletişim.
  • İlk görüşme: Ücretsiz veya düşük ücretli ilk görüşmede terapistin yaklaşımı, çocuğun uyumu ve güven hissi değerlendirilir.
  • Çevrim içi güvenlik: Platform güvenliği, gizlilik politikaları ve veri güvenliği hakkında net bilgi.

Aileye düşen roller

  • Destekleyici ortam: Evde olumlu ve destekleyici bir atmosfer sağlamak.
  • Geri bildirim ve takip: Terapistin önerdiği ödevleri takip etmek ve ilerlemeyi paylaşmak.
  • Sınır ve mahremiyet: Çocuğun güvenliğini ve mahremiyetini korumak için uygun sınırları belirlemek.
  • İşbirliği: Terapi planına uyum ve terapistle açık iletişim.

Sık sorulan sorular

  • Online terapi çocuklar için güvenli mi?
    • Evet, uygun platformlar ve güvenlik önlemleriyle güvenli bir iletişim kurulabilir. Ancak her durumda riskler ve sınırlılıklar göz önünde bulundurulmalı.
  • Seanslar nasıl planlanır?
    • Çocuğun günlük programına göre esnek saatler ile planlanır. Uzun vadeli hedefler doğrultusunda seans sayısı ve süresi terapistin önerisiyle belirlenir.
  • Gizlilik nasıl sağlanır?
    • Şifreli iletişim, güvenli veri saklama ve aileye gerekli bilgilendirme yapılarak sürdürülür.
  • Uygunluk için hangi yaş aralığı?
    • Yaşa ve gelişim düzeyine göre değişir. Genelde 6–18 yaş arası çocuklar ve ergenler için uygunluk değerlendirmesi yapılır.

Başlangıç için adımlar

  1. Çocuğunuz için uygun olduğunu düşündüğünüz bir terapist veya kurum arayın.
  2. İlk görüşme için randevu alın ve güvenlik, gizlilik politikalarını sorun.
  3. Terapistin uzmanlık alanını, lisansını ve terapi yaklaşımını sorun.
  4. Aile rolleri ve ev ortamı için gerekli destekleri konuşun.
  5. İlk birkaç seansın sonunda hedeflerin ilerlemesini ve çocuğun uyumunu değerlendirin.

Çocuklar için Canlı Hayvanlara Bakmanın Psikolojik Etkileri

Çocukluk dönemi, bireyin duygusal, sosyal ve bilişsel gelişiminin temel taşlarının atıldığı bir süreçtir. Bu süreçte çocukların çeşitli deneyimler edinmesi, kişilik ve zihinsel sağlık gelişimleri üzerinde derin etkiler bırakabilir. Canlı hayvanlara bakmak, çocuklar için sadece bir sorumluluk değil, aynı zamanda psikolojik açıdan birçok olumlu faydayı da beraberinde getiren bir deneyimdir.

1. Sorumluluk Bilincinin Gelişimi

Canlı bir hayvana bakmak, düzenli bakım, beslenme ve sevgi göstermeyi gerektirir. Bu süreçte çocuklar, kendilerine verilen görevin önemini öğrenir ve sorumluluk bilinci kazanmaya başlar. Sorumluluk duygusunun erken yaşta edinilmesi, ilerleyen yaşlarda daha disiplinli ve özverili bireyler olmalarını destekler.

2. Empati ve Şefkat Yeteneğinin Artması

Hayvanlar, çocukların empati duygusunu geliştirmelerinde önemli bir araçtır. Canlı bir varlığın ihtiyaçlarını karşılamak ve onunla duygusal bağ kurmak, çocukların başkalarının duygularını anlama ve onlara saygı gösterme becerilerini artırır. Bu durum, çocukların sosyal ilişkilerinde daha anlayışlı ve duyarlı olmalarını sağlar.

3. Stres Azaltma ve Duygusal Destek

Hayvanlarla etkileşim, stres hormonlarının azalmasına ve mutluluk hormonlarının salgılanmasına neden olabilir. Özellikle yaşamın getirdiği zorluklarla başa çıkmakta zorlanan çocuklar, sevdikleri bir hayvanla vakit geçirerek duygusal rahatlama ve güven hissi bulabilirler. Bu da psikolojik dayanıklılıklarını güçlendirir.

4. Sosyal Beceri ve İletişim Gelişimi

Bir hayvana bakmak, çocukların iletişim becerilerini dolaylı yoldan geliştirmelerine katkı sağlar. Hayvanlarla olan etkileşim, çocukların beden dili, ses tonu ve duygularını ifade etme becerilerini artırırken, sosyal ortamda daha fazla paylaşımcı ve işbirlikçi olmalarını teşvik eder.

5. Kendine Güvenin Artması

Bir canlının bakımından sorumlu olmak ve bu görevi başarmak, çocukların kendine olan güvenini pekiştirir. Başarı hissi ve olumlu geri dönüşler, çocukların benlik saygısını güçlendirir ve yeni deneyimlere açık olmalarını sağlar.


Sonuç

Canlı hayvanlara bakmak, çocukların psikolojik gelişimine pek çok yönden katkıda bulunan değerli bir deneyimdir. Sorumluluk bilincinden empati yeteneğine, stresle başa çıkmadan sosyal beceri gelişimine kadar birçok alanda olumlu etkiler yaratır. Bu nedenle, çocukların hayvanlarla sağlıklı ve güvenli ilişkiler kurmalarına destek olmak, onların duygusal ve sosyal gelişimlerini zenginleştirmek açısından son derece önemlidir.

5 Yaş Çocukları için Yaz Tatili Aktiviteleri

Yaz tatili, çocukların yıl boyunca edinmiş oldukları bilgi ve becerileri pekiştirmeleri, yeni yetenekler geliştirmeleri ve en önemlisi sağlıklı bir şekilde dinlenmeleri için büyük bir fırsattır. 5 yaş dönemi, özellikle okul öncesi çağın sonları olarak, bilişsel, duygusal, sosyal ve motor becerilerin hızla geliştiği kritik bir evredir. Bu nedenle yaz tatili aktivitelerinin seçimi ve uygulanması pedagojik açıdan oldukça önemlidir.

1. Oyun Temelli Öğrenme

5 yaş çocukları oyun yoluyla öğrenir. Yaz tatili boyunca yapılandırılmış ya da serbest oyun aktiviteleri hem eğlendirici hem de öğretici olabilir. Örneğin, kum ve su oyunları, bloklarla inşaat yapma, doğada keşif oyunları çocukların problem çözme, yaratıcılık ve ince motor becerilerini geliştirir.

2. Doğa ile Etkileşim

Doğada vakit geçirmek, çocukların hem fiziksel hem de zihinsel gelişimini destekler. Yaz tatilinde doğa yürüyüşleri, parkta oyun, bahçe işleri gibi etkinlikler çocuklarda merak duygusunu arttırır ve çevresel farkındalık kazandırır. Ayrıca doğal ortamlar çocukların duyusal gelişimine katkı sağlar.

3. Sanat ve Yaratıcılık Aktiviteleri

Resim yapmak, boyama, hamurla şekiller oluşturma, basit el işi çalışmaları çocukların ince motor becerilerini ve hayal güçlerini geliştirir. Ayrıca ifade becerileri desteklenir, çünkü çocuk kendi yarattığı ürünlerle duygu ve düşüncelerini ifade etmeye çalışır.

4. Dil ve Sosyal Beceriler

Yaz tatilinde çocuklarla kitap okuma, hikaye anlatma, şarkılar söyleme ve drama gibi etkinlikler dil gelişimini destekler. Sosyal beceriler; arkadaşlarla oyun oynama, paylaşma, sıra bekleme gibi durumlarla pekişir. Grup aktiviteleri çocukların empati ve işbirliği becerilerini güçlendirir.

5. Motor Gelişim Aktiviteleri

Fiziksel gelişim 5 yaş çocuklarında çok hızlıdır. Yaz tatilinde bisiklet sürmek, yüzme, top oyunları gibi aktiviteler koordinasyon, denge ve güç kazanımlarını destekler. Aynı zamanda spor aktiviteleri çocukların enerji boşaltmasını sağlar ve sağlıklı büyümeye katkıda bulunur.

6. Rutin ve Esneklik Dengesi

Tatilde çocuğun günlük rutininin tamamen bozulmaması önemlidir. Uyumlu uyku saatleri, dengeli beslenme ve belirli zamanlarda aktivitelere yer verilmesi çocukların kendilerini güvende ve iyi hissetmelerini sağlar. Ancak tatilin en önemli avantajı esneklik olduğundan, yeni deneyimler için açık olunmalı ve çocukların ilgi ve isteklerine göre planlamalar yapılmalıdır.


Sonuç

5 yaş çocukları için yaz tatili aktiviteleri, onların bilişsel, sosyal ve fiziksel gelişimlerini destekleyen, aynı zamanda eğlenceli ve stres atıcı etkinlikler olmalıdır. Pedagojik açıdan zenginleştirilmiş bu aktiviteler, çocukların doğal gelişim süreçlerine uygun ve yaş seviyelerine göre planlandığında, hem eğlenceli hem de eğitici yararlar sağlar. Yaz boyunca çocukların keşfetme, öğrenme ve dinlenme ihtiyaçlarına duyarlılık göstermek, onların sağlıklı ve dengeli bireyler olarak yetişmelerinde önemli katkılar sunar.

Torbalı Pedagog Fiyatları

Torbalı’da pedagog hizmetlerine olan talep son yıllarda artış göstermektedir. Pedagoglar, özellikle çocukların ve gençlerin psikolojik, duygusal ve sosyal gelişimlerine destek sağlayan uzmanlardır. Aileler, çocuklarının yaşadığı zorluklar ya da gelişimsel süreçlerde profesyonel yardım almak için pedagoglarla çalışmayı tercih ediyor.

Torbalı’da Pedagog Ücretleri Nasıl Belirlenir?

Torbalı’daki pedagogların ücretleri, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişiklik göstermektedir:

  1. Pedagogun Deneyim Seviyesi ve Uzmanlığı: Tecrübeli ve uzman pedagoglar genellikle daha yüksek ücret talep edebilirler.
  2. Seans Süresi: Seanslar genellikle 30 ile 60 dakika arasında değişmektedir. Uzun seanslar daha yüksek fiyatlandırılır.
  3. Seans Sayısı ve Paketler: Bazı pedagoglar uzun dönemli destek için indirimli paketler sunabilir.
  4. Danışmanlık Türü: Bireysel terapi, aile danışmanlığı ya da grup çalışmaları gibi farklı hizmet türlerinin fiyatları farklı olabilir.
  5. Pedagogun Çalışma Mekanı: Özel ofis, klinik, danışma merkezi ya da online seans yapma durumu fiyatı etkiler.

Torbalı Pedagog Ortalama Fiyatları

Genel olarak Torbalı’da pedagog ücretleri 2025 yılı itibariyla şu aralıklarda seyretmektedir:

  • Bireysel Pedagog Seansı: 1500 – 3000 TL arasında,
  • Aile Danışmanlığı Seansı: 1500 – 5000 TL arasında,
  • Online Seans Ücretleri: Genellikle yüz yüze seanslardan daha uygun olup 1000 – 2500 TL arasında değişmektedir.

Pedagog Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?

  • Pedagogun Eğitim ve Lisans Durumu: Psikoloji, eğitim bilimleri ya da ilgili alanlardan lisans ve yüksek lisans dereceleri kontrol edilmeli,
  • Referans ve Yorumlar: Daha önce hizmet alan kişilerin görüşleri önemli bir bilgi kaynağıdır,
  • İhtiyaçlara Uygunluk: Çocuğunuzun ya da ailenizin özel ihtiyaçlarına yönelik deneyim sahibi pedagoglar tercih edilmelidir.

Sonuç

Torbalı’da pedagog hizmetleri hem bireysel hem de aile bazında faydalı çözümler sunan önemli bir destek alanıdır. Fiyatlar pedagoga göre değişkenlik gösterse de ortalama seans ücreti 1000-5000 TL aralığındadır. Doğru pedagogu seçmek hem çocuğunuzun gelişimine katkı sağlar hem de bütçenize uygun hizmet almanıza yardımcı olur.

Okulda Akran Zorbalığının Önlenmesinde Velilerin Rolü

Akran zorbalığı, çocukların okul ortamında maruz kaldıkları fiziksel, sözel veya sosyal zarar verme davranışları olarak tanımlanır ve çocukların psikolojik ve sosyal gelişimleri üzerinde olumsuz etkiler yaratır (Espelage & Swearer, 2011). Okulda zorbalığın önlenmesinde, sadece okul yönetimi ve öğretmenlerin değil, aynı zamanda velilerin de aktif rol üstlenmesi büyük önem taşır.

Veliler, çocuklarının sosyal ilişkilerini yakından gözlemleyerek zorbalık belirtilerine erken müdahale edebilirler (Holt, Stipek, & Gornik, 2017). Bu bağlamda, çocuklarıyla açık iletişim kurmak, onlara kendilerini ifade edebilecekleri güvenli bir ortam sağlamak zorbalığın fark edilmesini kolaylaştırır. Ayrıca çocukların duygusal ihtiyaçlarına duyarlı olmak ve empati becerilerini geliştirmek, zorbalık davranışlarının önlenmesinde etkili yöntemlerdendir (Swearer & Espelage, 2012).

Veliler, okul ile iş birliği yaparak zorbalıkla mücadele programlarına katılabilir ve çocuklarının sosyal becerilerini destekleyici faaliyetlere yönlendirebilirler. Toplumsal farkındalık oluşturmak adına, zorbalığın zararları hakkında bilinçlenmek ve diğer velilerle dayanışma içinde olmak da önem taşır (Slee, 2014).

Sonuç olarak, okulda akran zorbalığının önlenmesinde velilerin bilinçli ve proaktif tutumları, çocukların sağlıklı gelişimleri için kritik bir destek sağlar. Veliler, çocuklarına model olarak karşılıklı saygı ve hoşgörü kültürünün oluşmasına katkıda bulunabilirler.


Kaynakça

Espelage, D. L., & Swearer, S. M. (2011). Bullying in North American schools (2nd ed.). Routledge.

Holt, M. K., Stipek, D., & Gornik, E. (2017). Parent involvement in bullying prevention: Supporting children’s social competencies. Journal of School Psychology, 65, 1-14. https://doi.org/10.1016/j.jsp.2017.01.004

Slee, P. (2014). Bullying and the politics of ‘zero tolerance’. Palgrave Macmillan.

Swearer, S. M., & Espelage, D. L. (2012). Understanding bullying: Educational strategies and approaches. Sage Publications.

Çocuklara Boykot Konusunun Anlatılması

Boykot, belirli bir ürün, hizmet veya kuruluşun, genellikle bir sosyal veya politik amaç için, bilinçli olarak tercih edilmemesi anlamına gelir. Bu kavram, yetişkinlerin gündelik yaşamlarında sıkça karşılaştığı bir sosyal eylemdir. Ancak çocuklara boykot kavramını açıklarken onların anlayabileceği basit, somut ve örneklerle desteklenmiş yöntemler kullanmak önemlidir.

Çocuklara boykot konusunu anlatırken, öncelikle temel sosyal değerler ve adalet gibi kavramlar oluşturulmalıdır. Bu, çocukların boykotun arkasındaki nedenleri anlamalarını kolaylaştırır. Örneğin, “Bir arkadaşımızın kötü davranışları olursa ona karşı birlikte hareket edebiliriz” gibi günlük yaşamdan örnekler verilebilir (Smith & Levinson, 2019). Böylece boykot, bir tür topluluk kararı ve hak arama yöntemi olarak tanımlanabilir.

Dil ve yaşa uygun anlatım teknikleriyle, çocuklara boykotu bir tepkisel davranış olarak göstermek faydalıdır. Okulda oyuncak paylaşımında haksızlık varsa, çocukların “oyuncakları vermeme” kararını boykot olarak tanımlamak gibi gerçek yaşamdan örnekler, kavramın somutlaşmasını sağlar (Kraft, 2018).

Ayrıca, çocuklara boykotun pasif bir direniş biçimi olduğunu ve şiddet içermediğini vurgulamak gereklidir. Bu, çocukların barışçıl toplumsal değişim yolları hakkında bilinçlenmelerini sağlar (Johnson, 2020).

Sonuç olarak, çocuklara boykot kavramını anlatmak, onların sosyal farkındalıklarını geliştirmek için iyi bir fırsattır. Bu süreçte basit anlatımlar, güncel örnekler ve diyaloglar önemli roller oynar.


Kaynakça

Johnson, L. M. (2020). Teaching peaceful protest to children: Strategies and benefits. Journal of Peace Education, 17(3), 280-295. https://doi.org/10.1080/17400201.2020.1756643

Kraft, T. L. (2018). Explaining social concepts to children: The case of boycotts and protests. Early Childhood Education Journal, 46(5), 547-556. https://doi.org/10.1007/s10643-018-0915-3

Smith, J. R., & Levinson, H. (2019). Social values and civic education for young children. Routledge.

Savaş ve Çatışma Haberlerinden Çocukların Etkilenmesi

Günümüzde medya, savaş ve çatışma haberlerini anlık ve geniş kitlelere ulaştırmaktadır. Ancak, bu haberlerin özellikle çocuklar üzerindeki etkileri ciddi bir endişe kaynağıdır. Çocuklar, yaşlarına uygun olmayan şiddet içerikli haberler karşısında duygusal, psikolojik ve davranışsal sorunlar yaşayabilirler.

Çocuklar savaş ve çatışma haberlerini izlerken; korku, kaygı, çaresizlik, öfke gibi yoğun duygular yaşayabilirler (Pfefferbaum, Noffsinger, & Wind, 2014). Bu duygular, çocukların günlük yaşamlarında uyku problemleri, dikkat eksikliği, okul başarılarında düşüş ve sosyal ilişkilerde zorlanma gibi sonuçlar doğurabilir (Cantor, 1998).

Ayrıca, travmatik olaylara dair görüntü ve haberlerle sürekli karşılaşmak, çocuklarda posttravmatik stres bozukluğu (PTSB) benzeri semptomların gelişmesine neden olabilir (Garbarino, 1992). Çocukların savaş haberleriyle karşılaştıklarında kendilerini güvende hissetmeleri için ebeveynlerin ya da eğitimcilerin rehberliği büyük önem taşır. Onların endişelerini dinlemek, duygularını anlamak, ve yaşlarına uygun açıklamalar yapmak, olumsuz etkilerin azaltılmasına yardımcı olur (American Psychological Association, 2020).

Sonuç olarak, savaş ve çatışma haberlerinin çocuklar üzerindeki etkisi büyüktür ve bu alanda farkındalık artırılmalıdır. Medya içeriklerinin çocukların gelişim düzeyine uygun şekilde düzenlenmesi ve ailelerin medya tüketimini denetlemesi gerekmektedir.


Kaynakça

American Psychological Association. (2020). Helping children cope with disasters and traumahttps://www.apa.org/topics/trauma/children-coping

Cantor, J. (1998). Trauma and children exposed to war or community violence. Journal of the American Academy of Child & Adolescent Psychiatry, 37(2), 140-142. https://doi.org/10.1097/00004583-199802000-00009

Garbarino, J. (1992). Children in danger: Coping with the consequences of community violence. Jossey-Bass.

Pfefferbaum, B., Noffsinger, M. A., & Wind, T. R. (2014). Effects of exposure to media coverage of disasters and terrorism on children and families. Current Psychiatry Reports, 16(12), 504. https://doi.org/10.1007/s11920-014-0504-7

DEHB ve Telefon-Tablet Kullanımı: Çocuklar İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocuklarda yaygın görülen nörogelişimsel bir durumdur ve genellikle dikkat sorunları, hiperaktivite ve dürtüsellikle kendini gösterir. Günümüzde teknolojinin hızla gelişmesi ve çocukların telefon, tablet gibi dijital cihazlarla erken yaşta tanışması, DEHB’li çocuklar için hem fırsatlar hem de riskler barındırmaktadır. Bu yazıda, DEHB ve telefon-tablet kullanımı arasındaki ilişki, olası etkileri ve ailelerin dikkat etmesi gereken noktalar ele alınacaktır.

DEHB’li Çocuklarda Telefon ve Tablet Kullanımının Etkileri

1. Dikkat ve Konsantrasyon Üzerindeki Etkiler

Kısa ve hızlı değişen görseller ve sesler içeren dijital içerikler, DEHB’li çocukların dikkatini çekebilir, ancak aynı zamanda dikkat sürelerini kısaltarak gerçek dünyadaki uyaranlara karşı tepkide zorluk yaratabilir. Sürekli yüksek uyarıma maruz kalmak, dikkat dağınıklığını artırabilir.

2. Hiperaktivite ve Davranış Problemleri

Telefon ve tablet kullanımının aşırı ve kontrolsüz olması, DEHB’li çocuklarda hiperaktivite belirtilerini şiddetlendirebilir. Özellikle hızlı tempolu oyunlar ve videolar, çocuğun davranışlarını daha dürtüsel ve sabırsız hale getirebilir.

3. Uyku Düzeni Bozuklukları

Elektronik cihazların yaydığı mavi ışık, melatonin hormonunun üretimini engelleyerek uyku kalitesini düşürebilir. DEHB’li çocukların zaten uyku problemleri olabileceği düşünüldüğünde, aşırı ekran süresi uyku düzenini daha da olumsuz etkileyebilir.

4. Sosyal İlişkiler ve Empati Gelişimi

Dijital cihazlar karşısında uzun süre vakit geçirmek, yüz yüze sosyal etkileşimleri azaltabilir. DEHB’li çocuklarda sosyal becerilerin gelişimi zaten zor olabilir; ekran başında geçirilen zamanın fazlalığı bu zorlukları artırabilir.

Pozitif Kullanım İçin Öneriler

1. Ekran Süresini Sınırlayın

Uzmanlar, 2 yaş altındaki çocuklara ekran kullanımının önerilmediğini ve 2-5 yaş arasında ekran süresinin 1 saatten fazla olmaması gerektiğini belirtir. DEHB’li çocuklarda ise ekran süresi bu seviyelerde veya daha az tutulmalı, çocuğun bireysel ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır.

2. Kaliteli ve Eğitici İçerik Seçimi

Çocuğun yaşına uygun, eğitici ve geliştirici içerikler tercih edilmelidir. Hızlı tempolu, şiddet içeren veya aşırı uyarıcı dijital oyunlardan kaçınılmalıdır.

3. Ekran Kullanımı İçin Net Kurallar Belirleyin

Telefon ve tablet kullanımına ilişkin günlük veya haftalık sınırlar koyun. Ekran öncesinde ve sonrasında fiziksel aktivite veya sosyal oyunlar gibi alternatifler sunarak denge sağlamaya çalışın.

4. Aile Modeli Olun

Ebeveynlerin kendi teknoloji kullanımını sınırlaması, ve özellikle yemek saatleri, uyku öncesi gibi zamanlarda cihaz kullanımını azaltması çocuklar için olumlu rol model oluşturur.

5. Uyku Öncesi Ekran Kullanımını Engelleyin

Mavi ışığının uyku kalitesine zarar vermemesi için, çocuğun uyku öncesi en az bir saat ekran kullanmaması sağlanmalıdır.

6. Sosyal ve Fiziksel Aktiviteleri Destekleyin

Dışarıda oyun oynamak, spor faaliyetlerine katılmak gibi etkinlikler, DEHB semptomlarının yönetiminde faydalı olur ve ekran süresiyle dengeyi sağlar.